Samsun Çakallı köprüsü
Samsun’un Kavak ilçesinin Çakallı Köyü eski Ankara yolu üzerinde Tersakan çayı üzerine kurulmuş çift gözlü bir kemer köprüsüdür, yüksekliği 10/12 metre, genişliği 20 metre kadardır. 1296 tarihinde yapıldığı Selçuklu'lardan kalma olduğu söylenmektedir. Köprü mimari özelliğini korumakta olup, üstündeki bazı kenar taşları alınmıştır.
Ayakları dere kenarında ana yapı olarak toprak üzerinde bulunuyor. Orta kısmında köprüyü iki gözlü yapan yapısı ön ve arka tarafları öne doğru yuvarlak taş yapı ile şekillendirilmiş ki gelen suyun hızını kesip verebileceği zararı en aza indirebilsin diye.
♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥
SEYYAH & SOFRAM...
SEYYAH & SOFRAM...
29 Haziran 2009 Pazartesi
27 Haziran 2009 Cumartesi
Samsun Kavak Yeni Cami
Samsun Kavak Yeni Cami
Gene Kavak'a kadar gelmişken Cami mahallesinde aynı adı 1734 yılında yaptırılmış olan taşıyan camiyi de ziyaret etmemiz önerildi. Öğle namazı sonrası gene yanımızda muhtar bey, cami imamı ve cemaatten birkaç kişi ile hem sohbet ettik hem de cami hakkında bilgiler edindik. Burası diğer camiye göre daha çok özelliklerini koruyor gibiydi. Tavanı orta kısmında içe doğru sekili olarak yapılmıştı. Duvarlarında bulunan taşlar ve ahşap işçilikler, ne yazık ki, gene aslını dışında boyalar ile örtüldüğünden orijinal halini göremedik.
Burada da horasan taşları hem içerde hem de minare şerefesinde kullanılmış. Çatı altı döşemelerinde yığma tuğla ile taban yapılıp üzerine çatı oturtulmuş.
Müsaade ederseniz haddim olmayarak bir konuyu tekrar gündeme almak istiyorum;
Ülkemizde yapılan restorasyon yani yeniden yapılandırma ya da yenileştirme ya da yenilenmiş hali ile onarma diyebileceğimiz, eski yapı ya da eserlerimizin onarımlarında çoğu zaman eski tarihi yapıların şeklini korumada yeteri kadar özen gösterilmediğini ya da aslına pek bağlı kalınmadığını düşünüyorum. Bu da bizi üzüyor. Gerçi teknik ya da yapım şartlarının gereklilikleri hakkında işin ehli kadar bilgi sahibi olamazsak ta gene de aslının korunmasının günümüz teknik şartlarında daha kolay olabileceğini düşünüyorum.
Gene Kavak'a kadar gelmişken Cami mahallesinde aynı adı 1734 yılında yaptırılmış olan taşıyan camiyi de ziyaret etmemiz önerildi. Öğle namazı sonrası gene yanımızda muhtar bey, cami imamı ve cemaatten birkaç kişi ile hem sohbet ettik hem de cami hakkında bilgiler edindik. Burası diğer camiye göre daha çok özelliklerini koruyor gibiydi. Tavanı orta kısmında içe doğru sekili olarak yapılmıştı. Duvarlarında bulunan taşlar ve ahşap işçilikler, ne yazık ki, gene aslını dışında boyalar ile örtüldüğünden orijinal halini göremedik.
Burada da horasan taşları hem içerde hem de minare şerefesinde kullanılmış. Çatı altı döşemelerinde yığma tuğla ile taban yapılıp üzerine çatı oturtulmuş.
Müsaade ederseniz haddim olmayarak bir konuyu tekrar gündeme almak istiyorum;
Ülkemizde yapılan restorasyon yani yeniden yapılandırma ya da yenileştirme ya da yenilenmiş hali ile onarma diyebileceğimiz, eski yapı ya da eserlerimizin onarımlarında çoğu zaman eski tarihi yapıların şeklini korumada yeteri kadar özen gösterilmediğini ya da aslına pek bağlı kalınmadığını düşünüyorum. Bu da bizi üzüyor. Gerçi teknik ya da yapım şartlarının gereklilikleri hakkında işin ehli kadar bilgi sahibi olamazsak ta gene de aslının korunmasının günümüz teknik şartlarında daha kolay olabileceğini düşünüyorum.
25 Haziran 2009 Perşembe
Samsun Kavak Yörgüç Paşa Cami
Samsun Kavak Yörgüç Paşa Cami
Samsun’a bağlı Kavak ilçesi içinde yenilenmiş hali ile bu camiyi ziyarete gittik. Eski halini bilmediğimizden yeni halini kıyaslayabilecek durumda değildik. Yapının 1911 yılında eski ahşap hali yıktırılarak kesme taştan özellikle Horasan taşlarından halkın da yardımı ile şehrin ileri gelenlerinden Hacı Yusuf tarafından 1911 yılında yeniden inşa edilmiş. Yörgüç Paşa Camisinin yapılışı 1430'ları gösteriyormuş.
Aslında Osmanlılar döneminde Yörgüç Paşa tarafından yaptırılmış, Çarşı cami olarak ta bilinmekteymiş.
1920’de bir Rum usta tarafından yapılmış olduğu söylenen Caminin minaresi Selçuklu ve Osmanlı mimarisine uymaktadır.
Yörgüç Paşa Kimdir?
Osmanlı veziri. Babası Amasya ileri gelenlerinden Atabekzâde Abdullah Beydir. Doğum tarihî bilinmemektedir. 1441 yılında vefat etmiştir.
Ankara Savaşı (1402) sonrasında bozulan Osmanlı birliğinin tekrar sağlanmasında, Çelebi Sultan Mehmed’e yardımcı oldu. Bunun mükâfatı olarak da, Amasya sancakbeyliğine tayin edildi. Samsun civarında ve Sivas’ta çıkan isyanları bastırdı. 1415 yılında Murad Çelebi (İkinci Murad), Amasya sancakbeyliğine tayin edilince Şehzade’nin lalası oldu.
Şehzade Murad’ın 1420’de tahta çıkması üzerine Amasya’dan ayrıldı. 1422’de vezirlik rütbesiyle, Rum beylerbeyi olarak Amasya’ya gönderildi. Padişah değişikliğinden istifade edip karışıklık çıkarmak isteyen eşkıya ve yerli beylere karşı başarılı faaliyetler yaptı. Amasya etrafındaki asayişsizliğin önünü almaya başladı. Çevrede büyük bir otorite sağladı. Verdiği büyük hizmetlerden dolayı kendi adına akçe kestirmesine izin verildi. Bunlara Yörgüçpaşa Akçesi dendi. 1434’te, beylerbeylik görevinden alındı.
Yörgüç Paşa, Amasya’daki câmi, imâret, medrese ve türbeden müteşekkil külliyesine ilaveten çevre il ve içlerin birçoğunda da camiler yaptırmıştır.
Samsun’a bağlı Kavak ilçesi içinde yenilenmiş hali ile bu camiyi ziyarete gittik. Eski halini bilmediğimizden yeni halini kıyaslayabilecek durumda değildik. Yapının 1911 yılında eski ahşap hali yıktırılarak kesme taştan özellikle Horasan taşlarından halkın da yardımı ile şehrin ileri gelenlerinden Hacı Yusuf tarafından 1911 yılında yeniden inşa edilmiş. Yörgüç Paşa Camisinin yapılışı 1430'ları gösteriyormuş.
Aslında Osmanlılar döneminde Yörgüç Paşa tarafından yaptırılmış, Çarşı cami olarak ta bilinmekteymiş.
1920’de bir Rum usta tarafından yapılmış olduğu söylenen Caminin minaresi Selçuklu ve Osmanlı mimarisine uymaktadır.
Yörgüç Paşa Kimdir?
Osmanlı veziri. Babası Amasya ileri gelenlerinden Atabekzâde Abdullah Beydir. Doğum tarihî bilinmemektedir. 1441 yılında vefat etmiştir.
Ankara Savaşı (1402) sonrasında bozulan Osmanlı birliğinin tekrar sağlanmasında, Çelebi Sultan Mehmed’e yardımcı oldu. Bunun mükâfatı olarak da, Amasya sancakbeyliğine tayin edildi. Samsun civarında ve Sivas’ta çıkan isyanları bastırdı. 1415 yılında Murad Çelebi (İkinci Murad), Amasya sancakbeyliğine tayin edilince Şehzade’nin lalası oldu.
Şehzade Murad’ın 1420’de tahta çıkması üzerine Amasya’dan ayrıldı. 1422’de vezirlik rütbesiyle, Rum beylerbeyi olarak Amasya’ya gönderildi. Padişah değişikliğinden istifade edip karışıklık çıkarmak isteyen eşkıya ve yerli beylere karşı başarılı faaliyetler yaptı. Amasya etrafındaki asayişsizliğin önünü almaya başladı. Çevrede büyük bir otorite sağladı. Verdiği büyük hizmetlerden dolayı kendi adına akçe kestirmesine izin verildi. Bunlara Yörgüçpaşa Akçesi dendi. 1434’te, beylerbeylik görevinden alındı.
Yörgüç Paşa, Amasya’daki câmi, imâret, medrese ve türbeden müteşekkil külliyesine ilaveten çevre il ve içlerin birçoğunda da camiler yaptırmıştır.
21 Haziran 2009 Pazar
Tütün iskelesi 2
Tütün iskelesi 2
Atatürk'ün Samsun'da karaya ilk ayak bastığı Tütün İskelesi'ni sembolize eden platformun bulunduğu alanda, önüne temsili Bandırma Vapuru'nun da inşa edildiği Protokol Yolu 45 metre genişliğinde ve 400 metre uzunluğunda yağılmış olup, yol üzerinde Atatürk ve arkadaşlarını temsilen süs havuzları ve seramik rölyefler bulunuyor.
Bir yandan seyredilip geçmişi yad ederken, süz havuzlarını etrafında konuşlandırılmış bulunan banklarda oturup yorgunluk atıp, etrafı seyredip keyifli anlar da geçirmek mümkün.
Atatürk'ün Samsun'da karaya ilk ayak bastığı Tütün İskelesi'ni sembolize eden platformun bulunduğu alanda, önüne temsili Bandırma Vapuru'nun da inşa edildiği Protokol Yolu 45 metre genişliğinde ve 400 metre uzunluğunda yağılmış olup, yol üzerinde Atatürk ve arkadaşlarını temsilen süs havuzları ve seramik rölyefler bulunuyor.
Bir yandan seyredilip geçmişi yad ederken, süz havuzlarını etrafında konuşlandırılmış bulunan banklarda oturup yorgunluk atıp, etrafı seyredip keyifli anlar da geçirmek mümkün.
19 Haziran 2009 Cuma
Samsun Tütün iskelesi 1
Samsun Tütün iskelesi 1
Atatürk ve on sekiz arkadaşının karaya ayak bastığı Tütün İskelesi'nden, Mıntıka Palas Oteli'ne kadar uzanan yol, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığınca "Protokol Yolu" haline getirilerek halkın kullanımına açıldı. Tütün İskelesi yeniden yapılarak, önüne temsili Bandırma Vapuru'nun da inşa edildiği Protokol Yolu 45 metre genişliğinde ve 400 metre uzunluğunda. Yol üzerinde Atatürk ve arkadaşlarını temsilen süs havuzları ve seramik rölyefler bulunuyor. Tütün İskelesi üzerine de Atatürk ve on sekiz arkadaşının karaya çıktıklarındaki hallerini gösteren heykeller konularak bir açık hava müzesi oluşturuldu.
Bilgi için
Samsun Valiliği - Tütün İskelesi Sanal Turu
Atatürk ve on sekiz arkadaşının karaya ayak bastığı Tütün İskelesi'nden, Mıntıka Palas Oteli'ne kadar uzanan yol, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığınca "Protokol Yolu" haline getirilerek halkın kullanımına açıldı. Tütün İskelesi yeniden yapılarak, önüne temsili Bandırma Vapuru'nun da inşa edildiği Protokol Yolu 45 metre genişliğinde ve 400 metre uzunluğunda. Yol üzerinde Atatürk ve arkadaşlarını temsilen süs havuzları ve seramik rölyefler bulunuyor. Tütün İskelesi üzerine de Atatürk ve on sekiz arkadaşının karaya çıktıklarındaki hallerini gösteren heykeller konularak bir açık hava müzesi oluşturuldu.
Bilgi için
Samsun Valiliği - Tütün İskelesi Sanal Turu
17 Haziran 2009 Çarşamba
Samsun Kavak Taşhan (Çakallı Han)
Samsun Kavak Taşhan (Çakallı Han)
Selçuklu mimarisinin Samsun ilindeki yaşayan tek örneklerinden birisidir.
Böyle bir tarihi yerin olduğunu öğrenince gittik ve gezdik. Böyle bir tarih mirasının günümüze kadar yaşaması ne kadar sevindirici ise de terk edilmişliğine üzülüp, sahip çıkılamayıp, gereği gibi korunamayışına da sitem etmeden kendimizi alamadık. Bir zamanlar da avlusunu çevreleyen taş duvarların sökülerek yıllar önce yapılan yolda kullanıldığını duyunca kulaklarımıza inanamadık. Bu denli ilgisizlik karşısında harabeye dönmüş olan ecdat yadigarı bu eserin değerinin yenilenme, restorasyon ve çevre düzenlemesinin yapılarak turizme açılması ile değerlendireceğini umut ediyoruz.
Bu Kervansaray, konaklayanların barındığı odaları, ahırı, samanlığı, nalbantı, tamirhanesi, mescidi, kileri, havuzu, mumhanesi, ambarı aşhanesi ve hamamı ile kervancının ve kervanın her türlü ihtiyacına cevap verebilecek bölümleriyle bir bütünmüştü.
Selçuklu mimarisinin Samsun ilindeki yaşayan tek örneklerinden birisidir.
Böyle bir tarihi yerin olduğunu öğrenince gittik ve gezdik. Böyle bir tarih mirasının günümüze kadar yaşaması ne kadar sevindirici ise de terk edilmişliğine üzülüp, sahip çıkılamayıp, gereği gibi korunamayışına da sitem etmeden kendimizi alamadık. Bir zamanlar da avlusunu çevreleyen taş duvarların sökülerek yıllar önce yapılan yolda kullanıldığını duyunca kulaklarımıza inanamadık. Bu denli ilgisizlik karşısında harabeye dönmüş olan ecdat yadigarı bu eserin değerinin yenilenme, restorasyon ve çevre düzenlemesinin yapılarak turizme açılması ile değerlendireceğini umut ediyoruz.
Bu Kervansaray, konaklayanların barındığı odaları, ahırı, samanlığı, nalbantı, tamirhanesi, mescidi, kileri, havuzu, mumhanesi, ambarı aşhanesi ve hamamı ile kervancının ve kervanın her türlü ihtiyacına cevap verebilecek bölümleriyle bir bütünmüştü.
15 Haziran 2009 Pazartesi
Samsun - Atatürk Heykeli
Samsun - Atatürk Heykeli
1925-1938 yılları arasında Türk Hükümeti’nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel tarafından 1931 yılında yapılmıştır.
Atatürk, bu eserler için sanatçıyı köşkte misafir etmiş ve ona anıt için poz vermiştir. Anıt grubunun heykelleri sanatçının Viyana’daki atölyesinde tasarlanmış, Viyana Birleşik Maden İşletmeleri’nde bronza dökülmüş, parçalar halinde Türkiye’ye getirilerek yerlerinde monte edilmiştir. Sanatçı 5 Nisan 1945 tarihinde Viyana’da bir mide ameliyatı sonrasında ölmüştür.
1925-1938 yılları arasında Türk Hükümeti’nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel tarafından 1931 yılında yapılmıştır.
Atatürk, bu eserler için sanatçıyı köşkte misafir etmiş ve ona anıt için poz vermiştir. Anıt grubunun heykelleri sanatçının Viyana’daki atölyesinde tasarlanmış, Viyana Birleşik Maden İşletmeleri’nde bronza dökülmüş, parçalar halinde Türkiye’ye getirilerek yerlerinde monte edilmiştir. Sanatçı 5 Nisan 1945 tarihinde Viyana’da bir mide ameliyatı sonrasında ölmüştür.
13 Haziran 2009 Cumartesi
Samsun Saat Kulesi
Samsun Saat Kulesi
Saathane Meydanı, Samsun'un tarih kokan mekanlarından biridir. Bu özelliğinin yanında Samsun'da ticaretin kalbi konumundadır. Saathane Meydanı ve çevresindeki tarihi yaşatan sokaklarda esnaf ahalisi yıllardan beridir Samsun'da bulunmaktadır. Balıkçılar, manavlar, kasaplar, baharatçılar, toptan ve perakendeciler ve saymakla bitmeyecek türden işle uğraşan esnaf sayesinde Saathane Meydanı Samsun'un en işlek ve uğrak mekanlarından biri olmuştur. Bu ekonomik hareketliliğin yanı sıra tarihi yaşatan önemli yapılar da bu çevrede bulunur. Meydana ismini verense bir asrı devirmiş, nice olaylar yaşamış tarihi saat kulesidir.
Tahta çıkışının yirmi beşinci yıldönümü nedeniyle Sultan Abdülhamit valilere gönderdiği talimatnamede her yere saat kuleleri yapılmasını emreder. Bu nedenle 1886 yılında Samsun İskele Meydanı'nda bir saat kulesi yapılmış.
Abdülhamit tarafından Belçika asıllı Fransız bir mühendise yaptırılan saat kulesi, bulunduğu meydana da adını vermiştir. Önceleri bu meydanın adı Trabzon Vilayet Salnameleri'nde İskele Caddesi ya da Meyve Pazarı olarak geçmekteydi. Saat Kulesi'nin zamanı göstermesi yanında yangın ve gözetleme kulesi gibi işlevleri de vardır.
Saat Kulesi çokgen kaideli ve gövdelidir. Üstte bir şerefe ile kubbenin üzerinde aydınlık feneri yer alır. 1933 yılında saat kulesindeki eski sistem saat kaldırılarak yerine yeni sistem elektrikle çalışan ve yangınlarda kullanılmak üzere kuleye ayrıca siren düzeni de bulunan yeni saat konulmuş.
1944 yılındaki Samsun depreminde büyük hasar gören saat kulesi hakkında Samsun Valiliği tarafından Bayındırlık Müdürü Tevfik İleri, yüksek mühendis Fethi Beydiş ve Şehir Plancısı Yüksek Mimar Necmi Ateş'ten oluşan bir komisyon kurulmuş ve bu komisyon 27.06.1944 tarihli bir rapor hazırlayarak "Saat kulesinin onarımı veya olduğu gibi korunması olanağı bulunduğundan ufak bir depremle ya da kendiliğinden yıkılarak mal ve can kaybına neden olacağı" görüşünü belirtmiştir. Belediye Daimi Encümeni de bu rapora dayanarak saat kulesinin sökülme işlemine 03.08.1944 Perşembe günü başlanmasını karar almıştır.
Saat kulesinin saati ise 1948 yılına kadar Samsun Belediyesi'nce korunmuş, 1948 yılında ise 550 liraya Ladik Belediyesi'ne satılmış.
1977 yılına kadar saat kulesi olmayan Saathane Meydanı'na Samsunlu mimar Kemal Taner tarafından planı çizilen saat kulesi Samsun Belediyesi tarafından yaptırılacak saatleri İsviçre'den getirilip yerine konmuş.
2001 yılında ise Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Saathane Meydanı yeniden düzenlenerek saat kulesinin benzeri yaptırılmış.
(NOT:Bu bilgiler netten alıntılanarak düzenlenmiştir.)
Saathane Meydanı, Samsun'un tarih kokan mekanlarından biridir. Bu özelliğinin yanında Samsun'da ticaretin kalbi konumundadır. Saathane Meydanı ve çevresindeki tarihi yaşatan sokaklarda esnaf ahalisi yıllardan beridir Samsun'da bulunmaktadır. Balıkçılar, manavlar, kasaplar, baharatçılar, toptan ve perakendeciler ve saymakla bitmeyecek türden işle uğraşan esnaf sayesinde Saathane Meydanı Samsun'un en işlek ve uğrak mekanlarından biri olmuştur. Bu ekonomik hareketliliğin yanı sıra tarihi yaşatan önemli yapılar da bu çevrede bulunur. Meydana ismini verense bir asrı devirmiş, nice olaylar yaşamış tarihi saat kulesidir.
Tahta çıkışının yirmi beşinci yıldönümü nedeniyle Sultan Abdülhamit valilere gönderdiği talimatnamede her yere saat kuleleri yapılmasını emreder. Bu nedenle 1886 yılında Samsun İskele Meydanı'nda bir saat kulesi yapılmış.
Abdülhamit tarafından Belçika asıllı Fransız bir mühendise yaptırılan saat kulesi, bulunduğu meydana da adını vermiştir. Önceleri bu meydanın adı Trabzon Vilayet Salnameleri'nde İskele Caddesi ya da Meyve Pazarı olarak geçmekteydi. Saat Kulesi'nin zamanı göstermesi yanında yangın ve gözetleme kulesi gibi işlevleri de vardır.
Saat Kulesi çokgen kaideli ve gövdelidir. Üstte bir şerefe ile kubbenin üzerinde aydınlık feneri yer alır. 1933 yılında saat kulesindeki eski sistem saat kaldırılarak yerine yeni sistem elektrikle çalışan ve yangınlarda kullanılmak üzere kuleye ayrıca siren düzeni de bulunan yeni saat konulmuş.
1944 yılındaki Samsun depreminde büyük hasar gören saat kulesi hakkında Samsun Valiliği tarafından Bayındırlık Müdürü Tevfik İleri, yüksek mühendis Fethi Beydiş ve Şehir Plancısı Yüksek Mimar Necmi Ateş'ten oluşan bir komisyon kurulmuş ve bu komisyon 27.06.1944 tarihli bir rapor hazırlayarak "Saat kulesinin onarımı veya olduğu gibi korunması olanağı bulunduğundan ufak bir depremle ya da kendiliğinden yıkılarak mal ve can kaybına neden olacağı" görüşünü belirtmiştir. Belediye Daimi Encümeni de bu rapora dayanarak saat kulesinin sökülme işlemine 03.08.1944 Perşembe günü başlanmasını karar almıştır.
Saat kulesinin saati ise 1948 yılına kadar Samsun Belediyesi'nce korunmuş, 1948 yılında ise 550 liraya Ladik Belediyesi'ne satılmış.
1977 yılına kadar saat kulesi olmayan Saathane Meydanı'na Samsunlu mimar Kemal Taner tarafından planı çizilen saat kulesi Samsun Belediyesi tarafından yaptırılacak saatleri İsviçre'den getirilip yerine konmuş.
2001 yılında ise Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Saathane Meydanı yeniden düzenlenerek saat kulesinin benzeri yaptırılmış.
(NOT:Bu bilgiler netten alıntılanarak düzenlenmiştir.)
11 Haziran 2009 Perşembe
Samsun Kalesi
Samsun Kalesi
Karadeniz bölgesinde dolaşırken gezdiğimiz her ilin her ilçenin bir kalesi ya da kalıntılarını gördükçe Samsun’un neden kalesi yok diye merak ederdik. Nihayet
Samsun’unun kökenini oluşturan ve 1192 yılında Danişmentliler döneminde inşa edilen tarihi Samsun Kalesinin surları,138 yıl sonra ortaya çıkmış. Samsun´da var olduğu söylenen ve akıbeti merak edilen tarihi Samsun Kalesi´nin surları, Büyükşehir Belediyesi´nin Büyük Camii etrafında yaptığı çalışmalar sırasında ortaya çıkmış. Danişmentliler tarafından yapılan ve deniz kıyısında bulunan tek kale olma özelliğini taşıyan tarihi kale, 2´nci Meşrutiyet döneminde tamamen kaybolmuş. Büyükşehir Belediyesi’nin Büyük Cami çevresinde yaptığı çalışmalar sırasında ortaya çıkan kale surları koruma altına alınmış durumda.

Evliya Çelebi 1640 yılında Samsun´u ziyareti esnasında bu kaleden ´Çevresi 5 bin adım 70 kulesi, 2 bin mazgallı ve kapısı ile leb-i deryada şadadı bina bir sengin abad idi´ diye bahsediyor. Samsun Kalesi 1869 yılındaki büyük Samsun yangınına kadar sağlam bedeni ve burçları, mazgalları yani bütün görkemiyle ayaktaydı" diye yazmış.

Osmanlı Hakimiyetine geçtikten sonra Samsun eski ticari önemini kaybederek XIX. yüzyıla kadar küçük bir iskele olarak kalmış. Bu dönemde Samsun iskelesi, Sinop Limanı'nın gölgesinde kalarak gelişme imkânı bulamamış. XVII. Yüzyılın başlarından itibaren deniz yoluyla gelen Kazakların saldırısına maruz kalan Samsun, bakımsız haldeki kalenin tamiri ve içine muhafız tayin edilmesi suretiyle emniyet altına alınmış.
Sayın Baki Sarısakal, tarihi kalenin Batı ve Doğu kapısı ile sahile açılan Kumkapı olmak üzere üç kapısı bulunduğunu belirterek, kale surlarının deniz tarafından 8 metre yüksekliğinde, karaya bakan kısımda ise sur yüksekliği 6 metre olduğunu belirtiyor. Kalenin deniz kıyısındaki sur duvarları dalgalara uzun süre dayanabilsin diye her 12 adımda bir yapılan mahmuzlarla güçlendirilmiş.
Samsun Kalesiyle ilgili eldeki tek fotoğraf (bir de kitabesi vardır) İstanbul Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı'nın arşivinde aşağıdaki numaralarla kayıtlıdır.
Samsun Kalesi 90764/10
Samsun Kalesi-Kitabesi 90764/11

Kitabesi Osmanlı Bankası binası civarında bulunan Kum Kapı Kitabesinde şunlar yazılıydı. “Gazi ve Mücahitlerin meliki, Kafir ve Müşriklerin düşmanı Beyazıt Han oğlu Yüce Sultan Mehmet zamanında 813 yılında, Frenk kalesinin tahrip edilmesi (Allah’ın orayı yakmasından sonra) zeynü’l – Hâc ve’l-Haremeyn büyük Emir Timurtaş bey’e (Allah devletini devamlı kılsın) emredildi. Her kim o kalenin (frenk Kalesinin) imar edilmesine (yeniden yapılmasına) izin verir ve çaba sarfederse Allah’ın Melekleri ve İnsanların laneti onun üzerine olsun” Türkçeye çeviren; Yard. Doc.Dr. Recep GÜN, OMÜ İlahiyat Fakültesi

SAMSUN KALESİNİN AKİBETİ 1640 Yılında Samsun'u ziyaret eden Evliya Çelebi Samsun Kalesi Hakkında "...çevresi 5.000 adım, 70 kulesi, 2.000 mazgalı ve 4 kapısı ile leb-i derya da şeddadi bina bir sengin-âbâd idi" diye bahsetmektedir. Eserini 1648'de yazmaya başlayan bir diğer gezgin Katip Çelebi ise "Cami, Hamam ve Muhtasar bir Çarşıya sahip olan kalenin harap olduğunu" bildirmektedir. 1869 yılı Ağustos ayında bugünkü belediye binasının karşısında bulunan Haznedarzade Süleyman Paşa Medresesinde çıkan yangınla bir gecede kasabanın büyük bölümü yandı. Trabzon Valisi Esat muhlis Paşa kentin yeniden kurulması için girişimde bulundu. İsviçreli bir Fransız Mühendis davet edilerek bugünkü Samsun’un planı yapıldı. Bu İmar planının uygulanması ile ancak ¼’ü kalmış kale duvarları tamamen yıkıldı. Türk ulusunun emeğiyle deniz kıyısında kurulan ilk kale böylece ortadan kalktı. (KAYNAK:Baki SARISAKAL, Bir Kentin Tarihi SAMSUN)
Karadeniz bölgesinde dolaşırken gezdiğimiz her ilin her ilçenin bir kalesi ya da kalıntılarını gördükçe Samsun’un neden kalesi yok diye merak ederdik. Nihayet
Samsun’unun kökenini oluşturan ve 1192 yılında Danişmentliler döneminde inşa edilen tarihi Samsun Kalesinin surları,138 yıl sonra ortaya çıkmış. Samsun´da var olduğu söylenen ve akıbeti merak edilen tarihi Samsun Kalesi´nin surları, Büyükşehir Belediyesi´nin Büyük Camii etrafında yaptığı çalışmalar sırasında ortaya çıkmış. Danişmentliler tarafından yapılan ve deniz kıyısında bulunan tek kale olma özelliğini taşıyan tarihi kale, 2´nci Meşrutiyet döneminde tamamen kaybolmuş. Büyükşehir Belediyesi’nin Büyük Cami çevresinde yaptığı çalışmalar sırasında ortaya çıkan kale surları koruma altına alınmış durumda.

Evliya Çelebi 1640 yılında Samsun´u ziyareti esnasında bu kaleden ´Çevresi 5 bin adım 70 kulesi, 2 bin mazgallı ve kapısı ile leb-i deryada şadadı bina bir sengin abad idi´ diye bahsediyor. Samsun Kalesi 1869 yılındaki büyük Samsun yangınına kadar sağlam bedeni ve burçları, mazgalları yani bütün görkemiyle ayaktaydı" diye yazmış.

Osmanlı Hakimiyetine geçtikten sonra Samsun eski ticari önemini kaybederek XIX. yüzyıla kadar küçük bir iskele olarak kalmış. Bu dönemde Samsun iskelesi, Sinop Limanı'nın gölgesinde kalarak gelişme imkânı bulamamış. XVII. Yüzyılın başlarından itibaren deniz yoluyla gelen Kazakların saldırısına maruz kalan Samsun, bakımsız haldeki kalenin tamiri ve içine muhafız tayin edilmesi suretiyle emniyet altına alınmış.
Sayın Baki Sarısakal, tarihi kalenin Batı ve Doğu kapısı ile sahile açılan Kumkapı olmak üzere üç kapısı bulunduğunu belirterek, kale surlarının deniz tarafından 8 metre yüksekliğinde, karaya bakan kısımda ise sur yüksekliği 6 metre olduğunu belirtiyor. Kalenin deniz kıyısındaki sur duvarları dalgalara uzun süre dayanabilsin diye her 12 adımda bir yapılan mahmuzlarla güçlendirilmiş.
Samsun Kalesiyle ilgili eldeki tek fotoğraf (bir de kitabesi vardır) İstanbul Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı'nın arşivinde aşağıdaki numaralarla kayıtlıdır.
Samsun Kalesi 90764/10
Samsun Kalesi-Kitabesi 90764/11

Kitabesi Osmanlı Bankası binası civarında bulunan Kum Kapı Kitabesinde şunlar yazılıydı. “Gazi ve Mücahitlerin meliki, Kafir ve Müşriklerin düşmanı Beyazıt Han oğlu Yüce Sultan Mehmet zamanında 813 yılında, Frenk kalesinin tahrip edilmesi (Allah’ın orayı yakmasından sonra) zeynü’l – Hâc ve’l-Haremeyn büyük Emir Timurtaş bey’e (Allah devletini devamlı kılsın) emredildi. Her kim o kalenin (frenk Kalesinin) imar edilmesine (yeniden yapılmasına) izin verir ve çaba sarfederse Allah’ın Melekleri ve İnsanların laneti onun üzerine olsun” Türkçeye çeviren; Yard. Doc.Dr. Recep GÜN, OMÜ İlahiyat Fakültesi

SAMSUN KALESİNİN AKİBETİ 1640 Yılında Samsun'u ziyaret eden Evliya Çelebi Samsun Kalesi Hakkında "...çevresi 5.000 adım, 70 kulesi, 2.000 mazgalı ve 4 kapısı ile leb-i derya da şeddadi bina bir sengin-âbâd idi" diye bahsetmektedir. Eserini 1648'de yazmaya başlayan bir diğer gezgin Katip Çelebi ise "Cami, Hamam ve Muhtasar bir Çarşıya sahip olan kalenin harap olduğunu" bildirmektedir. 1869 yılı Ağustos ayında bugünkü belediye binasının karşısında bulunan Haznedarzade Süleyman Paşa Medresesinde çıkan yangınla bir gecede kasabanın büyük bölümü yandı. Trabzon Valisi Esat muhlis Paşa kentin yeniden kurulması için girişimde bulundu. İsviçreli bir Fransız Mühendis davet edilerek bugünkü Samsun’un planı yapıldı. Bu İmar planının uygulanması ile ancak ¼’ü kalmış kale duvarları tamamen yıkıldı. Türk ulusunun emeğiyle deniz kıyısında kurulan ilk kale böylece ortadan kalktı. (KAYNAK:Baki SARISAKAL, Bir Kentin Tarihi SAMSUN)

9 Haziran 2009 Salı
Samsun Balık satış Merkezi
Samsun Balık Satış Merkezi
Daha önce ana yol kenarında mevcut dükkanlarda yapılan satış ve sergi, Samsun Gıda Borsası eski yerleşim alanının yeniden düzenlenmesi ile elde edilen alanın park olarak yapılması ile bir tarafına da Balık Satış Pazarı yapılması ile toplu olarak hizmete başlamıştır.
İçinde ayrıca bir de aile lokantası açılmış olup, balık tezgahlarından seçeceğiniz taze balıkları ailecek yeme şansınız da var. Yolunuz düşerse bir uğrayıp deneyin.
Bir ara eski halini de yayınlamaya çalışırım.
Balık Satış Merkezi'nde
1 adet Buzhane
2 adet Büfe
26 adet Depolu Balık Satış Dükkanı
1 adet Lokanta
10 adet Balık Satış Standı
1'er adet Bay ve Bayan WC yer almaktadır.
Daha önce ana yol kenarında mevcut dükkanlarda yapılan satış ve sergi, Samsun Gıda Borsası eski yerleşim alanının yeniden düzenlenmesi ile elde edilen alanın park olarak yapılması ile bir tarafına da Balık Satış Pazarı yapılması ile toplu olarak hizmete başlamıştır.
İçinde ayrıca bir de aile lokantası açılmış olup, balık tezgahlarından seçeceğiniz taze balıkları ailecek yeme şansınız da var. Yolunuz düşerse bir uğrayıp deneyin.
Bir ara eski halini de yayınlamaya çalışırım.
Balık Satış Merkezi'nde
1 adet Buzhane
2 adet Büfe
26 adet Depolu Balık Satış Dükkanı
1 adet Lokanta
10 adet Balık Satış Standı
1'er adet Bay ve Bayan WC yer almaktadır.
7 Haziran 2009 Pazar
Alemdarzade Çeşmesi
Tarihi Alemdarzade Çeşmesi (Stad Çeşmesi)
Stad Çeşmesi yada Alemdar zade Çeşmesi olarak bilinen eserin kitabesinde “Alemdar zade Hafız Mehmet Aziz Hayratıdır” ifadesi yer alıp H.1309/ M.1891-1892 tarihlidir. İlkadım stadyumunun yanında yer alan eser, kare planlı ve kesme taş malzemeden inşa edilip asıl bulunduğu yer olan asfalt yolun öbür yakasından alınarak bugünkü yerine getirtilmiştir.
Stad Çeşmesi yada Alemdar zade Çeşmesi olarak bilinen eserin kitabesinde “Alemdar zade Hafız Mehmet Aziz Hayratıdır” ifadesi yer alıp H.1309/ M.1891-1892 tarihlidir. İlkadım stadyumunun yanında yer alan eser, kare planlı ve kesme taş malzemeden inşa edilip asıl bulunduğu yer olan asfalt yolun öbür yakasından alınarak bugünkü yerine getirtilmiştir.
5 Haziran 2009 Cuma
Samsun Tarihi Belediye Binası
Samsun Tarihi Belediye Binası
1876 Anayasası ile kurulması kararlaştırılan Taşra Belediyeleri arasında yer alan Samsun Merkez Belediyesi’nin fiilen ve hukuken ne zaman kurulduğu maalesef kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bu belediyede görev yapmış belediye başkanlarının resimleri ve isimlerinden çıkartmaktayız.
Türk idare tarihinde henüz Belediye Teşkilatlarının görünmediği dönemde Samsun şehri; Canik Sancağı’nın bir kentidir ve bir merkezi idare kademesi olarak İstanbul'dan gönderilen Valiler ve mutasarrıflar tarafından idare edilmiştir. 1877 tarihli Vilayet Belediye Kanunu ile İstanbul şehri dışında kurulmaya başlayan taşra belediyeleri genel olarak seçim dışı yollarla tayin edilen idareciler tarafından yönetilmekteydi. Taşra belediyeleri arasında yer alan Samsun Belediyesi 1893 yılına kadar Bab-ı Ali'ce (Osmanlı Hükümetince) tayin edilmiş bulunan mutasarrıflar tarafından idare edilmiştir. Samsun Belediyesi’nde yapılan araştırmalarda; Samsun Belediye Başkanlığı’nın ilk kez 1893 yılında halk tarafından seçimle teşkil edilmiş olduğunu ortaya koymaktadır.
1876 Anayasası ile kurulması kararlaştırılan Taşra Belediyeleri arasında yer alan Samsun Merkez Belediyesi’nin fiilen ve hukuken ne zaman kurulduğu maalesef kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bu belediyede görev yapmış belediye başkanlarının resimleri ve isimlerinden çıkartmaktayız.
Türk idare tarihinde henüz Belediye Teşkilatlarının görünmediği dönemde Samsun şehri; Canik Sancağı’nın bir kentidir ve bir merkezi idare kademesi olarak İstanbul'dan gönderilen Valiler ve mutasarrıflar tarafından idare edilmiştir. 1877 tarihli Vilayet Belediye Kanunu ile İstanbul şehri dışında kurulmaya başlayan taşra belediyeleri genel olarak seçim dışı yollarla tayin edilen idareciler tarafından yönetilmekteydi. Taşra belediyeleri arasında yer alan Samsun Belediyesi 1893 yılına kadar Bab-ı Ali'ce (Osmanlı Hükümetince) tayin edilmiş bulunan mutasarrıflar tarafından idare edilmiştir. Samsun Belediyesi’nde yapılan araştırmalarda; Samsun Belediye Başkanlığı’nın ilk kez 1893 yılında halk tarafından seçimle teşkil edilmiş olduğunu ortaya koymaktadır.
3 Haziran 2009 Çarşamba
Eski TEKEL SİGARA FABRİKASI - ESKİ ASKERİ HASTANE - Engelli Asansörü
Eski TEKEL SİGARA FABRİKASI - ESKİ ASKERİ HASTANE - Engelli Asansörü
1 Haziran 2009 Pazartesi
Samsun Valilik önü ve Atatürk Parkı
Samsun Valilik önü ve Atatürk Parkı
Cumhuriyet Meydanında Atatürk anıt heykelinin bulunduğu alanda güzel bir park bulunuyor. İçinde küçük bir çay bahçesi, oyun alanı ve oturma yerleri var.
Aynı şekilde Valilik Binası önünden Müze önüne kadar olan alanda da yeşillikleri, çiçekleri ve albenisi ile insanın içini açan bir başak park daha mevcut.
İşte o parklardan görüntüler…
Cumhuriyet Meydanında Atatürk anıt heykelinin bulunduğu alanda güzel bir park bulunuyor. İçinde küçük bir çay bahçesi, oyun alanı ve oturma yerleri var.
Aynı şekilde Valilik Binası önünden Müze önüne kadar olan alanda da yeşillikleri, çiçekleri ve albenisi ile insanın içini açan bir başak park daha mevcut.
İşte o parklardan görüntüler…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)