♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥

SEYYAH & SOFRAM...

16 Kasım 2009 Pazartesi

Denizli Kale (Tabea) eski kale

Denizli Kale (Tabea) eski kale

Pamukkale’den çıkıp Denizli – Muğla yoluna çıkıp yollandık. Yol üzerinde Kale ilçesini görüp içine girip biraz dolaştık. Tipik bir Anadolu kasabası görünümümde olan ilçeden ayrılıp birkaç km. gittikten sonra yolun sağ tarafında gördüğümüz önce sarı sonra da kahverengi yön levhasını görünce bir bakalım dedik.
Genel olarak bu gibi işaretleri gördüğümüzde eğer üzerinde mesafe yani km. yazıyorsa, yakınlığına göre ya da zamanımız uygunsa muhakkak girip bir ziyaret etmeye çalışıyoruz ki birçok levhalarda ne yazık ki yazmıyor !... Burada da yön levhasında 1 km. yazınca yola saptık. Önce jısa bir eski yapım tek kemerli taş bir köprüden geçtik. Sert zeminli toprak ama araba ile gitmeye müsait bir yoldu.
Yolun hemen baş tarafında sağda seyir için sıralar yapılmış, orta kısmı çim, etrafı çitlerle çevrili bir alan gördük. Hemen ilerisinde tek başına bir minare ve onun 100 -200 metre kadar ilerisinde ikinci bir cami gördük.
Tek başına duran minare yanına gittiğimizde, yıkılmış bir cami alanı, çevre duvar kalıntıları, giriş kapı mermer eşiği ile ilk ve son cemaat yerleri belli olan kalıntıları vardı. Tek merdivenle şerefesine çıkılan, su basmanın üzerine çift katlı dikdörtgen kaide yapı üzerine, yivli burmalı verev işlenmiş taş işçiliği ile bir çember üzerine yığma kesme taşlarla örülmüş minare gövdesi, korkulukları yıkılmış şerefesi, tepesinde külahı, külahın üzerinde fener asmak için yapılmış bir kol, iç içe geçmiş çift hilalli alemi ile bir bütün halindeydi.
Buradan daha ileride olan yenilenmiş hali ile adının Cevher Paşa Cami olduğunu öğrendiğimiz camiye gittik. Cami tamamen yenilenmiş, girişteki tahta köşeli el oyması şekillendirilmiş sütunlar, son cemaat yeri ve ana kapı girişi eski kalem işi teknikle boyanmış, yazı panoları oluşturulmuştu. Kapının üzerindeki yazı bandında Hicri 1235 tarihi okunmaktadır, bu da miladi 1819 – 1820 yıllarına denk geliyor. Kapısı kilitli olduğu için içini göremedik. Ama netten bulduğumuz birkaç resmi de ekliyorum.
Bu arada yapılan yenileme çalışmalarında gözden kaçan ya da önemsenmeyen cami önünde bulunan bazı mezarların ve mezar taşlarının tahrip edilmiş veya zamana yenilmiş hali ile kırık ve parçalı olarak bulunması bizleri ayrıca üzdü.




Edindiğimiz bilgiler;
Bugünkü Kale ilçesinin güney bitişiğinde bulunan ve günümüzde terk edilmiş durumdaki "Eski Kale" adıyla anılan doğal kayalığın üzerinde kurulmuş olan yerin adına Tabae (Tabai, Taba) olarak rastlanmaktadır. Yazıtlarında Tabenon olarak görülür. Tabae'nin ilk kuruluşu hakkında kesin belgeler bulunmamakla beraber, yüzeydeki kalıntılar ile birlikte yöre ile ilgili çeşitli kaynaklar Hellenistik dönemden önceki Karyalılar zamanından beri var olduğunu göstermektedir. Bu yerleşim kesintisiz olarak Karya, Hellen, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı şeklinde devam etmiştir.
Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmeyen antik Tabae kentinin Büyük İskender’in Makedonya İmparatorluğu’ndan sonra kurulduğu tahmin edilmektedir. Büyük bir ihtimalle Tabaenon adli kişi tarafından kurulduğu ve bu ismi aldığı sanılmaktadır.
Tabenos-Tabenon-Tabea, (bugünkü adıyla Kale) 12. yy. baslarında Mirza Bey tarafından fethedildikten sonra, bir Türk yurdu oldu. Evliya Çelebi ve Ibn-i Batuta yazdıkları eserlerde bu bölgeden bahsetmişlerdir.
Evliya Çelebi`nin, 17. yüzyılda burada han, çarşı ve camiler olduğunu yazdığını, ama çoğu günümüze gelememiş. Burası 1954`te doğal afet bölgesi ilan edilerek, zamanın idaresi tarafından halkın ovaya inmesi talep edilmiş. Bu göç, 1965 yılına kadar sürmüş. Halk giderken evlerinin taşlarını ve ahşaplarını da götürmüş, bu yüzden mesken olarak hiçbir şey göremiyoruz. Sadece evlerin temelleri var.


2 yorum:

Unknown dedi ki...

MERHABA İNTERNETTE GEZİNİRKEN SİZİN BLOĞUNUZDAKİ KALE İLE İLGİLİ YAZINIZA RASTLADIM.KALELİYİM VE KALEDE YAŞIYORUM VE BU YAZINIZDAN DOLAYI ÇOK MEMNUN OLDUM SONSUZ TEŞEKKÜRLER.

SeyyAh dedi ki...

Biz bu küçük kasabayı sevdik gerçi fazla kalamadık ama şirin bir yerdi. hele tarihi mekanı çok ilginçti. kısmet olurda yolumuz düşerse bir kere daha uğramayı planladık.
selam ve sevgilerle..