♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥

SEYYAH & SOFRAM...

17 Haziran 2009 Çarşamba

Samsun Kavak Taşhan (Çakallı Han)

Samsun Kavak Taşhan (Çakallı Han)

Selçuklu mimarisinin Samsun ilindeki yaşayan tek örneklerinden birisidir.
Böyle bir tarihi yerin olduğunu öğrenince gittik ve gezdik. Böyle bir tarih mirasının günümüze kadar yaşaması ne kadar sevindirici ise de terk edilmişliğine üzülüp, sahip çıkılamayıp, gereği gibi korunamayışına da sitem etmeden kendimizi alamadık. Bir zamanlar da avlusunu çevreleyen taş duvarların sökülerek yıllar önce yapılan yolda kullanıldığını duyunca kulaklarımıza inanamadık. Bu denli ilgisizlik karşısında harabeye dönmüş olan ecdat yadigarı bu eserin değerinin yenilenme, restorasyon ve çevre düzenlemesinin yapılarak turizme açılması ile değerlendireceğini umut ediyoruz.
Bu Kervansaray, konaklayanların barındığı odaları, ahırı, samanlığı, nalbantı, tamirhanesi, mescidi, kileri, havuzu, mumhanesi, ambarı aşhanesi ve hamamı ile kervancının ve kervanın her türlü ihtiyacına cevap verebilecek bölümleriyle bir bütünmüştü.





Eski Ankara-Samsun yolu üzerinde Çakallı mevkiinde bulunan hanın Selçuklu yapısı olduğu anlaşılmaktadır ve günümüze dek hala ayakta kalmayı başarmıştır. Yapılan araştırmalara göre 13.yy Selçuklu eseri olduğu anlaşılmıştır. Günümüzden 700 yıl öncesine aittir. Tarihsel kaynaklarda Taşhan, çakallı kervansarayı gibi isimlerle söz edilmektedir.

Çakallı Köyü içerisinde eski Ankara yolu yakınında bir handır. Tarihi hakkında bilgi yoktur. Giriş kapısı yanlarındaki taslar süslemeli yan taraftaki kemerler ise halk arasında söngürtlü tas denilen taslardan yapılmış ancak bu yörede bu taslardan bulunmamaktadır. Nereden geldiği merak konusu olup, büyük kemer tahminen 10/12 metre kadar yükseklikte yanlardaki kemerler ise tahminen 4,5 metredir. Üst taraftan yağmur suları akmaya başladığından taslarda siyahlaşma olmuş. Yanlarda 12 adet sağda 12 adet solda olmak üzere 24 adet küçük bölmeler vardır

Bu hanin giriş kapısı üzerinde söyle bir yazı yazıldığı söylenmektedir. Yedi sefer yıkılsam yapılacak gücüm karsımın karsısında saklı diye yazarmış. Kaçak kazı yapanlar hanın karsılarında çok yerler kazmışlar fakat hiçbir şey bulamamışlar. Daha sonraki zamanlarda bir İngiliz'in gelerek kapının üzerinde ve yazının altında saklı olan altınları alıp götürdüğü söylenmektedir. Diğer bir adı da Selçuklu hanı olarak söylenmektedir. Selçuklular zamanında yapılmış olduğundan bu isim verilmiştir.

Giyaseddin Keyhüsrev II (d. 1246) egemen olduğu sırasında 1237 - 1244 yılları olarak yapıldığı tahmin edilmektedir.

2 yorum:

Tijen dedi ki...

Aşkolsun özenmek niye. Geçen yaz ne güzel geldiniz, tanıştık Seyyah bey. Her zaman bekleriz, kapımız güzel dostlara hep açık. Eh ben de davetinize icabet edeceğim elbette. Fatma'cığım ve kızlarla birlikte olmak ne güzel. Aynı sofralarda sohbet koyultmak dileğiyle.

Hayat dedi ki...

Siz dağı taşı dolaşır görüntüleri sunarken, sayfanız profesyonel gezi dergilerini kıskandıracak gibiyken bizler minicik bir buluşma gerçekleştirmişiz, e bu da bizim artılar hanemize yazılsın artık, değil mi?
Belli mi olur, sizleri de bir başka buluşmada tanımak nasip olur, neden olmasın?
Her birinize içten selâm, sevgiler...