♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥

SEYYAH & SOFRAM...

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Anamurium 2

Anamurium 2





Anamurium

Kentin ne zaman kurulduğuna dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı gibi, Roma imparatorluk Çağı öncesine giden kalıntılara da bugüne kadar henüz rastlanmamıştır.
Fakat, ilk olarak Hititliler tarafından MÖ 12. yüzyılda kurulmuş olduğu sanılmaktadır.
Kentin adı sadece bir liman listesinde geçtiği için, MÖ 4. yüzyılda var olduğu bilinmektedir.
Anamurium'un adının "rüzgarlı yer" anlamında kullanıldığı da antik kaynaklarca ifade edilir.
MS l. yüzyılda kentin çevresine ilk surların yapıldığı, bir süre Kommagene Kralı Antiochos'un (38-72) yönetimine bırakıldığı tarihi bilgiler arasındadır.
Daha sonra, Romalılar’ın egemenliği altına girmiştir.
Kıbrıs'a yakın olması nedeniyle, özellikle Romalılar zamanında bir ara istasyon konumunda olan Anamurium, aynı zamanda kara yoluyla Toroslar'daki en önemli Roma kentlerinden biri olan Germanikopolis (Ermenek) ile bağlantılıydı.
Böylece, bölgedeki doğal kaynakların ihraç edildiği önemli bir ticaret kenti olmuştu.
Anamurium, MS 260 da Sasaniler tarafından ele geçirilmiş.
4. ve 5. yüzyıllarda korsanlar tarafında sık sık tahrip edilmiş.
Bizans döneminde de piskoposluk merkezi olmuş.
MS 650 yılında Arap akınlarına uğrayan kent, bu tarihten sonra terk edilir.
12. ve 13. yüzyıllarda Anadolu Selçuklularının Mamure Kalesini ele geçirmelerinden sonra, bölge Türk egemenliğine girer.
Anamurium 19. yüzyılda İngiliz Francis Beaufort'un Akdeniz'de yaptığı Keşifler sonucunda batı dünyasına tanıtılmıştır.
1960 yılında Toronto Üniversitesinden Elisabeth Alfoldi Rosenbaum tarafından kazılar başlatılmıştır.
Daha sonra Kanada'lı Prof. James Russel tarafından kazılar ve diğer bilimsel çalışmalar sürdürülmüş 2000 yılında kazılara son verilmiştir.
Kalıntılar Anamurium kumsalından başlıyor ve tepeye doğru tırmanıyor.
Anamurium kenti yukarı ve aşağı kent olmak üzere iki bölüme ayrılır.
En göz alıcı yapıları surlar, 3 adet hamam, 60 m. genişliğinde tamamlanamamış bir tiyatro, 900 kişilik oturma yeri bulunan odeon (konser salonu) ve paleastra aşağı kenttedir.
Liman Caddesi'nin her iki yanındaki kaldırımların belirli bölümlerinde yer yer zemin mozaikleri bulunmuş olup, bunların bir kısmı müzede sergilenmektedir.
Müzede sergilenen mozaikler içerisinde; barışçı kral Isaah adına düzenlenmiş mozaikte, palmiyenin iki yanında yer alan leopar ve oğlak betimlemesi nekropol kilisesi tabanında bulunmuştur.

Nekropol (Şehir Mezarlığı)
Kentin surları dışında kalan mezarlığı, Anadolu'nun en iyi korunmuş örneklerinden biridir.
Tonozlu mezarların tek ve iki katlı örneklerinin bir kısmının duvarlarında freskler ve mozaikler bulunmaktadır.
Genel olarak mezarlarda lahit odası, ziyaret mekanı ve diğer eklenti mekanları yer alır.
Beşik tonozlu en eski mezarların temelleri büyük kireç taşlarından inşa edilmiştir.
Nekropol'de görülen ikinci mezar tipinde geleneksel plana eklenti mekanlar oluşturulmuştur.
Üçüncü mezar tipi ise bir bahçe içerisinde eski tip mezarlara yeni bir ünite olarak eklenmiş yapılardan Anamurium Nekropol meydana gelir.
Bunların dışında edikula formunda, dört cephesi kemerli ve kesik koni biçiminde mezar tipleri de yer alır.

Hamam
Anamurium’un en iyi korunmuş yapısı, Anamurium hamamı, Romalılar zamanında yapılmıştır.
Zemini mozaiklerle kaplı, iki katlı olan hamamın giriş kapısı önündeki yazıtta şöyle yazılıdır: "Hamama hoş geldiniz, iyi temizleniniz".

Odeon
Odeon, Anamurium harabeleri içerisinde, denizden 500 m uzaklıkta sol tarafta bulunmaktadır.
Roma tarzındaki oturma yerleri, yarım daire şeklinde taştan kademeli olarak yapılmıştır.
Odeon'un orkestra yerinin tamamı mozaiklerle kaplıdır.
Platformun her iki yanında "paradoi" veya "paradoks" denilen iki giriş kapısı bulunmaktadır.
Bu kapılar konser salonuna girişi sağladığı gibi sanatçıların da salona girişini sağlamaktaydı.

Tiyatro
Kentin yukarı kesiminde yer alan tiyatrodan günümüze sadece duvarlar kalmış.
Surlar
500 m genişliği ve 1.7 km uzunluğu olan kenti, çepeçevre surlar çevreliyor.
Surlar, yolun sonunda tepeye kadar çıkıyor ve kentin akropolünü de çevreliyor.
Surların bu bölümü oldukça iyi durumda.

Müze
Müzede sergilenen Anamurium buluntularının en ilginç grubunu pişmiş toprak insan yüzlü yağ kandilleri oluşturur.
Bunun dışında süs eşyalarından oluşan bronz ve kemikten yapılmış bazı mezar armağanları, Roma çağına ait olan tunçtan yapılmış tanrıça Athena biçimli bir kantar ağırlığı, Bizans çağına ait halk sanatını yansıtan çeşitli malzemelerden yapılmış objeler diğer önemli buluntular arasında yer alır.
Anamurium kumsalı ünlü caretta caretta kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktıkları 17 Akdeniz kumsalından biri olma özelliğine de sahiptir.


Hiç yorum yok: