♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥

SEYYAH & SOFRAM...

4 Mart 2008 Salı

Sinop'a Giriş

Sinop'a Giriş


Sinop'u ulaşım sorunu nedeniyle “Karadeniz'in çıkmaz sokağı” olarak tanımlamak hiç de yanlış olmaz. Türkiye'nin en kuzey bölgesinde yer alan ve Karadeniz'e uzanan burnuyla karşı kıyıya selam gönderen Sinop, Antikçağ'dan beri coğrafik ve tarihi yapısını koruyabilmiş.


Kapalı ve soğuk bir hava ile ulaştığımızda, şehrin sol tarafında ileride Sinop havaalanı, Sarıkum sahili ve Hamsiloz fiyordunu girişi ve giriş limanındaki küçük adacıkları görüntüledik. Bu sene yeniden açılması ve işletilmesi düşünülen havaalanı boştu. Türkiye’nin tek fiyordu olan Hamsiloz fiyordu ise muhakkak görülmesi gereken yerlerden biri. Sarıkum sahili ise yazın rahatça denize girilebilen bir yeri…
Şehrin girişinde bizi eski antik çağdan itibaren Gaskalılar, Grek, Pontus, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar tararından ilaveler ve tamiratlar yapılarak günümüze kadar gelen kale sur kalıntıları ile “Gölge etme başka ihsan istemem” sözleriyle karşı çıkan düşünür Diyojen. Elindeki feneriyle, kentin girişindeki heykeli karşılıyor.
Yola devam edildiğinde ise kale sur kalıntılarını devamı ile yeni ve eski cezaevleri sağ tarafta yer alıyorlar. Burada Sabahattin Ali'nin “Dışarıda deli dalgalar/ Gelip duvarları yalar” dizeleriyle ünlendirdiği cezaevi, kentin simgesi durumunda. 1997'de kapatılan cezaevi hâlihazırda ziyaretçilere açık. Eski tarihi cezaevini tam karşısında ise Lonca Kapısı olarak isimlendirilen gene tarihi kalıntılar mevcut ama kış olması nedeni ile kapalı idi ve girip gezemedik.
Bundan sonraki yazı ve resimlerde buluşmak üzere…

Hiç yorum yok: