♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥

SEYYAH & SOFRAM...

8 Mart 2009 Pazar

Ege Gezisi _ Ayvalık

Ege Gezisi _ Ayvalık

Manisa’dan ayrılıp yol üzerlerinde ilginç gördüğümüz yerleri de gezerek Ayvalık’a vardık. Kalacak yer sorununu da bir şekilde çözdükten sonra biraz ilçede dolaşmak üzere ayrıldık.
Bu gezimizde şehirden bazı eski zeytinyağı fabrikalarını fotoğraflarını çektik. Oradan Alibey Adası ya da Cunda’ya geçtik. Ayvalık’ı açık denize karşı kapayan bu adaya bir köprü ile karayolundan geçmek mümkün oluyor. Her taraf ev site olmuş…
Gene arabamızı park ettiğimiz yerde bize verilen park fişine baktığımda bilmem ne spora bağış yapmışım !... İtiraz edince bu sefer normal otopark fiş verildi !...
Oradan sahilde bulunan çarşı içinde gezerek dolaşarak geçebildik (her taraftan davet, ısrar….).
Arka sokaklara girip eski yapıların resimlerini çekerken Aşağı Çeşme denen bir suları akmayan çeşmeye rastladık. Hemen ilerisinde de Aya Nikola (Taksiyarkis) Kilisesi’ni gördük. Vakıfla tarafından restore edilen yapı kapalıydı. Dış cephelerini bahçeden iç kısımlarını ise pencerelerden çektik.
Oradan çıkıp gene sokak aralarında eski yapı evleri resimleyerek çarşı içine ulaştık. Bir zeytinyağı üretim satışı yapan dükkana girip hem bilgilendik hem içini gezdik.
Otoparktan arabamızı alıp aynı yolla geri dönüp Sarımsaklı tarafına geçtik. Ara köprü yoldan geçerken de kıyıya yakın bir ada üzerinde eski tımarhane olduğu söylenen eski yıkıntı binayı resimledik. O civarlarda bulunan eski yel değirmenlerini, yol kenarına yerleştirilmiş bir uçağı, sarımsaklı plajında karavanlarını çekmiş bir aileyi, limandaki yelkenlileri fotoğrafladık.
Otele dönünce duşlarımızı alıp üstlerimizi değiştirip akşam yemeği için otelin bahçesine indik. Yemek sonrası yorgunluk çaylarını denizden gelen serin ve tatlı rüzgârın eşliğinde içtik.





Ayvalık, tarihte Kydonia adıyla bilinen ve uzun bir serüveni bulunan Ayvalık’ın, M.Ö. 330’lara kadar inen tarihi Roma ve Bizans uygarlıklarının ardından 15. yüzyıl ortalarında Osmanlı egemenliğini yaşamış.
Ertesi sabah kahvaltımızı yapıp Ayvalık’taki otelimizden ayrıldık. Ne kadar dikkat etsek de, sanırım yol yorgunluğundan, burada da kendimizce bir tatsızlık yaşadık. Sizler bundan sonra kalacağınız konaklama tesisinde yazan özelliklerin hangilerinin olup olmadığını iyice sorgulayıp öğrenin. Bir arkadaşımızın yaptığı gibi, arabada yatıp yazdığı halde olmayan özellikleri varmış gibi istedikleri ücreti ödemeyip, ertesi gün bir başka konaklama yeri bulmuşlar. Temizliği, yaklaşımları, özenleri iyiydi, yemek ve kahvaltı (ekmek geç gelince bekledik !...) da fena sayılmazdı. Ama birçok yazılan teknik konu yoktu. Mesela internet var yazıyordu, yoktu (kızlarımız şokta…), odalarda saç kurutma makinesi yoktu (saçları üfürerek kurutacaksınız !...). Dört kişilik odada havlu sayısı azdı (sanırım bizleri sayamadılar gerçi oda 4 kişilik !..). Klima var diyordu, yoktu. V.s. gibi, küçük (!) ama keyif kaçırıcı…

Hiç yorum yok: