♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥

SEYYAH & SOFRAM...

10 Ekim 2008 Cuma

Aydın Müzesi

Aydın Müzesi

Nazilli üzerinden geze dura 1,5 saatte vardığımız Aydın’da hemen müzeyi arayıp bulduk. Girişte bize bir sürpriz daha yapıldı, müzede resim çekmek yasak bahçede serbest !… Bu sefer müdürle görüştürdüler, karşılıklı konuşuldu ve müdür beyin izni ile müze içinde fotoğraf çekme müsadesi alarak teşekkür edip hem dolaştık hem çektik. Dolaştığımız tüm müze, ören yerleri ve antik şehirlerde buluntular her ne kadar birbirine benzese de değer ve önem bakımından farklı buluntular olabiliyor. Bunlar için çekim izni olmayabilir fakat neredeyse ülkenin her tarafında görülebilecek eserlerin derlenip toplandığı müzelerin bir kısmında ki bu uygulamanın mantığını ve sebebini çözebilmiş değiliz.





Neyse, biz gördüklerimizi anlatalım. Bahçesinde Aydın çevresinden derlenmiş lahitler, yazıtlı steller ile mimari parçalar, içeride ise arkeolojik ve etnografik eserler vitrinlerde sergileniyordu.
Bizim ilgimizi yere gömülü tarzda sergilenen antik bir mezar buluntusu ile fermanların yanında Atatürk’ün içtiği kahve fincanı ve tabağı idi. Bir de prehistorik dönemden kalma duvar resimlerinin sergilendiği yeri…
Yani anlayacağınız gerçekten de foto çekilmesi yasaklanacak kadar değerli parçalar vardı !...
Bize göre gezip gördüğümüz müzeler içinde en sade olanıydı. İşte anlatılacak konu bu kadar yani !…

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Be güzel sevgili cahil blog yazarı. Bir gün elinizi cebinize atıp müzler için destek oldunuz mu? Br gün çevrenizdeki insanları yardım için örgütlemeye çalıştınız mı? Aydın müzesinin deposunda en az sergilenenler kadar güzel yaklaşık 40bin kadar eserin bulunduğunu biliyor muydunuz? Ayrıca, henüz akademik alışması yapılmamış eserlerin fotoğraflarının çekilmesine dünyanın her yerinde karşı çıkılır. Sizin gibi aklı evvel cahiller bilmez... Neyse, sağlıcakla kal...

SeyyAh dedi ki...

Adını ve e posta adresini yazabilecek medeni cesaretten yoksun ZAT !....
Memlekette kendi bilgi ve kültürünün içinde ŞAHBAZ olanlar sayesinde bilgileniyoruz !...
İlk olarak müzeye destek için elimizi cebimize atmadığımızı bildiğinize göre beni ve benim gibileri tanıma beceriniz var demek ki !..
Bu müzede sergilenen ve sergilenmeyen eserlerin ne olup olmadığı, envanteri, akademik çalışma yapılıp yapılmadığı bizler gibi ziyaretçilerin değil işi yüklenen görevi gereğini yerine getirmek zorunda olanların işidir..
Sergilenmeye ve ziyarete açılan buluntuların tüm bu evrelerden geçmiş olması gerekir ki paylaşıma açılmıştır..
Dünyanın neresinde ne yapıldığı değil ülkemde ne yapılıp yapılmadığı beni ilgilendirir..
Şimdiye kadar tüm Türkiye'de 50'ye yakın ilimizin arkeolojik ve etnografik müzelerinin nerdeyse tamamını, antik kalıntı yerlerinin de ziyarete açılmış olanların çoğunu dolaşmış, gezmiş, görmüş, ilgili görevlileri ile kendince sohbetlerde bulunmuş, gerek sayfalarında gerek ise fotoğrafları ile (bu yola gönül koymuş birçok kişi gibi) ziyaretlerinin ve sahiplenilmesinin yaygınlaşması için gayret edenlerden biriyim.
Ama sizin kadar olmasa da ben de birçok kişi gibi ''aklı evvel cahiller'' den biriyim..
Latince bilmem, osmanlıcayı tercüme edemem, bulunmuş olan antik ya da tarihi buluntuların akademik anlamda bilimsel ya da sosyal anlamda yaşanmışlıklarının geçmişini bilmem...
Ama gene de hayranlıkla izler merakla bakarım.
Dedim ya sizin kadar olmasa da ben de birçok kişi gibi ''aklı evvel cahiller'' den biriyim..
İyi ki siz (başka söz yazmamayı tercih ediyorum)'in gibi ''Aklı ilerde bilgililer'' var..
Bu sayfada yazılanların sizi hangi açıdan neden ilgilendirip rahatsız ettiği de ayrı bir soru tabi..
Sahip olduğunuz engin bilgi içinde hem blog sayfalarımdaki hem de bu yazıyı okuyun...