♥♥♥♥ TÜM GÖNÜL DOSTLARIMIZIN, BLOG SAYFALARINDAN YEMEK VE GEZİ PAYLAŞIMININ VEFALI ARKADAŞLARIMIZIN, MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI KUTLUYOR, SAĞLIK SIHHAT BİRLİK DİRLİK ESENLİK İÇİNDE DAHA NİCELERİNE SEVENLERİ VE SEVDİKLERİ İLE ULAŞMALARINI DİLİYORUZ... ♥♥♥♥

SEYYAH & SOFRAM...

1 Ekim 2008 Çarşamba

Denizli - Atatürk ve Etnografya Müzesi

Denizli - Atatürk ve Etnografya Müzesi
Host unlimited photos at slide.com for FREE!

Burdur’dan çıktıktan yaklaşık 2 saat sonra Denizli’ye ulaştık. Bu sefer yerimizi telefon açarak önceden ayırttık. Mesai bitimine yakın olduğu için telaşla Atatürk ve Etnografya Müzesini ararken kazara önünde durduğumuzu fark edip, hanımları indirip park yeri ararken Öğretmenevi’nin de tam karşısında olduğunu gördük. Arabayı park edip, müracaata gidip ilk girişi yapıp hemen müzeye koştum. Zira ben olmasam da hanımlar gezmeye başlasınlar diye onları müze önünde indirmiştim. İçeri girdiğimde görevli güvenlik görevlisinin telaşımıza hoşgörü ile yaklaşıp, yardımcı olmaya çalışması beni rahatlattı. Müze kartlarımızı gösterip hemen gezmeye başladık.


Tam olarak bilinmemekle beraber 19.uncu y.y. da yapıldığı kabul edilen bina, Sakız üslubu ile inşa edilmişmiş. İki katlı olan bina ortadan sofalı ve bu sofalara açılan odalardan müteşekkil. Üst kat ön tarafında çıkma balkonu vardı. Alt katta tavan alçı silmeleri ile üst katı taşıyan ahşap payandalar dışında yapısal ilginçlik yoktu.
Alt katta sol ve sağdaki odalarda duvar ve yer vitrinlerinde gümüş ve bafon kadın takıları, işlemeli kadın cepkenleri, gene bafon fincan zarfları, çay kaşıkları vardı. Hele bu katta Denizli Sancağı harikaydı.
Değişik tip ve büyüklükte olan tüfekler, kılıçlar, palalar, tabancalar, işlemeli kadın giysileri ile el işlemelerinin yanında 16 Mayıs 1919 da Denizli’de düzenlenen mitingde kullanılan Sancak ile Selcen köyünden Hüseyin Efe’ye (Hüseyin Çavuş) ait giysi sergileniyordu.
Üst katta ebeveyn odası, yemek odası, hanımlar odası, günlük odası, Atatürk’ün kullandığı pirinç başlıklı karyola, ot yatak, telefon ve aynalı elbise dolabı sergileniyor.
Üst kat sofasında ise Yaşar Çallı tarafından hediye edilen yağlı boya tablolar ile eski Denizli milletvekili Necip Ali Küçüka’ya ait aynalı konsolla mankenler üzerindeki işlemeli giysiler bulunuyor.
Çıkmak üzere iken güvenlik görevlisi bizlere Pamukkale’ye de gitmemizi çok yakın (14 km.) olduğunu kapanma saatinin 19.30 olduğunu yetişebileceğimizi söyleyip yolunu da tarif etti.

4 yorum:

SeyyAh dedi ki...

Sevgili Nino kızımız...
Harika yazmışsın... Bir zamanlar diye başlasak var ya..
Ama geçen bir programı izlerken aynı konuda söyleşiler yapılırken birisi de dedi ki; Hep eskilerden bahsediyoruz fakat artık günümüzde de çoğu yerde eskisi gibi çocuklar kalmadı, onlara eskinin güzelliklerini günümüze aktarabilen aileler kalmadı, bunun devamı olarakta bizlerde sadece eskilere özlem kaldı...
Aramızda konuştuk ve eskiye özlemin hala devam edeceğini ama eskiye ait değerlerin yaşatılabilmesi için öncelikle biz büyüklere büyük iş düştüğüne karar verdik...
Siz oralarda gurbetin yalınlığını yaşarken, inanın, buralarda da yalınlığın YALNIZLIĞINI yaşayan o kadar çok kişi var ki... Gurbeti gurbette değil de içinde yaşayan..
Canım kızımız şu güzel bayram günlerinde içinizdeki tüm güzelliklerin ömür boyu sürmesini diliyor, bizleri sizlere misafir etmenizi istiyoruz...
Ailecek, sevdikelriniz ve sevenlerinizle birlikte, Sevgi ile Sağlıkla nice bayramlara içinizdeki çoşkularla ulaşmanız dileği ile...
Ailecek içten sevgiler...
Akif & Fatma

Adsız dedi ki...

Bayraminiz kutlu olsun, tüm sevdiklerinizle birlikte gecireceginiz nice güzel ve mutlu bayramlar diliyorum.

Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com dedi ki...

Şu an Güney Afrika'dayım ve bugün bayramın ilk günü burada. O yüzden ben de bugün kutluyorum bayramınızı efendim...

Özlem Ceylan dedi ki...

Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yinede mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice bayramlara...