Alaçam’dan sonra devam etiğimiz yolumuzda Yakakent’i az mesafe geçince Çam gölü denilen çam ağaçları arasında daha önce Orman İşletmesine ait olan şimdilerde özel işletmeye devredilip dinlenme yeri yapılan yerin hemen ön kısmında ana yolda bulunan çeşmeden su içip hava aldık. Bu arada denizin doldurulması ile elde edilen duble yol yapımı nedeni ile bu civarda bulunan sahil kesimi iyice bozulmuş… Bir yandan çağdaş ulaşım bir yandan da çevre… Hadi karar verin..
Eski halini bilen bizler için çevre öncelikli tabi ki…
Bu kısmı geçtikten Çayağzı’nda da yol şantiyesi kurulmuş, kamyonlar gidip geliyorlardı, buradan da birkaç km. sonra sağ ve solda balık fabrikaları bulunuyor. Balık mevsimi de açıldığı için çalışıyorlardı.
Yolun devamında eski adı Kanlıçay şimdiki adı Güzelceçay olan virajların başlangıç yerine ulaştık.
Bu kısımda Hacıselli denen yere kadar rampa çıkılıyor, birkaç yerde oldukça keskin ve tam geriye dönecek kadar virajlar var. İlk keskin virajlardan sonra durup Güzelceçay’dan ve virajlardan görüntüler aldık.
Hacıselli denilen tam tepe kısmında eğer hava açıksa Snop adası ve İnce Burun’a kadar oldukça geniş ve uzak alanı seyredip ve resimleyebilirsiniz.
Gerze’ye yaklaştıkça İdemli mesire yerini geçince Değirmenler, burayı geçince de hemen yolun sağ tarafında yapılmış yeşillikler arasında mekan vardı. Onun az ilerisinde durup limanın ve ilçenin görünümünü seyredip fotoğrafladık.
İlçede bulunan birkaç tanışa uğrayıp selamlaşıp sohbetler ettik.
İlçede yeni yapılanmış olan Yakup ağa konağını dolaştık (bir sonraki yazıda bahsedeceğiz), Lise yokuşundan ilçe çıkışına yönlendik ki tam lise civarı karşısında eski yapı evlerin yıkılıp yerlerine beton bir binanın yükseltildiğini görünce içimiz acıdı. Dönünce eski resimleri karıştırıp o eski evleri andık…
Bu arada ne olur ne olmaz anısı olsun diye etrafında bulunan birkaç evi çektik.
İlçe çıkışında sanayi sitesini geçimce yol sola rampa aşağı doğru iner, oradan da Sinop’un adasını çektik. Bu yoldan aşağı inerken hemen sağ tarafta BEDRE denilen sahilde denize giriliyor. Rampanın bittiği yerde sağ tarafta gördüğümüz bir lokanta reklam tabelası ilgimizi çekince frenleyip döndük. Sahibesinin bizim eski bir tanış olmasını öğrenmemiz, karşılaşmamız ile çok güzel bir sürpriz yaşadık.
İlknur hanım’la uzun yıllar aynı hastanede mesai paylaşmış, kızlarımızın bir nevi cici annesiydi. Aile dostumuzu olmasının ötesinde yeri vardı. Büyük kızı mezun olmuş işe girmiş, küçük oğlu mezun olmuş önümüzdeki aylarda askere gidiyormuş… Daha neler konuşuldu neler…
Lokantayı eski halinden değiştirmişler, hem içeriyi hem bahçeyi düzenlemişler. Tam deniz kenarında manzarasına ve havasına doyum olmayacak kadar hoş bir yer olmuş…
Hemen bize bir masa hazırladılar çayımızda hazır deyip oturttular…
Sofrada Kızılcık Pekmezi, Erik Pekmezi, Elma Pekmezi, sarısı ile albenili köy yumurtası, bahçelerinden taze nane, maydanoz, salatalık, yeşilbiberler ve tabi yerel köy ekmeği… Bunların hepsi kendi bahçelerinden el emeği ile yapılan ev ürünleri olup çayın yanında deniz kenarında havanında güzel olması ve sohbetinde sıcaklığında ekolojik kahvaltılıklar öyle güzel gitti ki…
Eğer yolunuz düşerse muhakkak öneririz… (Lokanta56 - Gerze)
Sinop dönüşünde gene ilçe çıkışında Gerze’nin akşam görüntülerini çektik.
1 yorum:
Güzel Gerzem, Değirmenler, benim çocukluğumun geçtiği güzel memleketim...Canım günü birlikte olsa güzel bir geziydi,hele bu mevsimde de bir başka güzel oluyor. İlknur ablamıza da teşekkürler bu güzel kahvaltı için.Bizim için gerçekten güzel bir sürpriz oldu onunla karşılaşmamız.Sinop'a giderken yolunuzun üzerinde sizi güler yüzüyle karşılayacak olan ablamızda bir mola verip demli bir çayını için derim, mis gibi deniz kokusuyla birlikte...Tabii açsanız güzel mantısını da tercih edebilirsiniz...
Canım görüntülerde yine o güzel günü yaşadım,çok teşekkürler...
Yorum Gönder